We are born crying, spend our lives complaining, and die disappointed.
- Biz ağlayarak doğarız, hayatlarımızı şikayet ederek geçiririz ve hayal kırıklığına uğramış olarak ölürüz.
You should spend less time complaining and more time doing something productive.
- Şikâyet ederek daha az üretken bir şey yaparak daha fazla zaman harcamalısın.
It is no use complaining.
- Şikâyet etmenin bir faydası yok.
It is no use complaining about the weather.
- Havadan şikâyet etmen bir işe yaramaz.
Why am I the only one they complain of? They're just making an example out of me and using me as a scapegoat.
- Niçin onların şikâyet ettikleri sadece benim? Onlar sadece beni örnek veriyorlar ve beni bir günah keçisi olarak kullanıyorlar.
I told you not to play your cello late at night, but you did and now the neighbors have complained.
- Sana gece geç saatlerde Çellonu çalmamanı söyledim, fakat çaldın ve şimdi komşular şikâyet etti.