O, sırtında bir sırt çantası taşıyor.
- She is carrying a backpack on her back.
Tom'un her zaman omuzunda asılı bir sırt çantası vardır.
- Tom always has a backpack slung over his shoulder.
Tom sırt çantasını aldı ve odadan ayrıldı.
- Tom grabbed his knapsack and left the room.
Tom hâlâ babasının ona verdiği sırt çantasına sahip.
- Tom still has the knapsack his father gave him.