a female ancestor or progenitor

listen to the pronunciation of a female ancestor or progenitor
English - Turkish

Definition of a female ancestor or progenitor in English Turkish dictionary

grandmother
{i} babaanne

Benim babaannem çay törenlerini seviyor. - My paternal grandmother enjoys tea ceremonies.

Babaannen kaç yaşında? - How old is your grandmother?

grandmother
{i} anneanne

Haftada iki kez anneannemi ziyaret ederim. - I visit my grandmother twice a week.

Anneannemin ölümü büyük bir şok oldu. - My grandmother's death was a big shock.

grandmother
büyük anne

Büyük annem giysiler örmeyi seviyor. - My grandmother likes to weave things.

O Pablo ile evleneceğini açıkça ilan ettiğinde, neredeyse büyük annesine kalp krizi geçirtecekti , halasının gözlerini yuvasından fırlattıracaktı fakat küçük kız kardeşi gururla baktı. - When he openly declared he would marry Pablo, he almost gave his grandmother a heart attack and made his aunt's eyes burst out of their sockets; however, his little sister beamed with pride.

grandmother
{i} büyükanne

Büyükannem bana istediğimden daha fazlasını verdi. - My grandmother gave me more than I wanted.

Tom ve büyükannesi kitapçıya gitti. - Tom and his grandmother went to the bookstore.

grandmother
{i} nine

Bugün ninemin doğum günü. - Today's my grandmother's birthday.

Şu küçük ev, küçük bir kızken ninemin yaşadığı, papatyalarla kaplı ve etrafında elma ağaçları olan bir tepede bulunan küçük eve çok benziyor. - That little house looks just like the little house my grandmother lived in when she was a little girl, on a hill covered with daisies and apple trees growing around.

English - English
grandmother
A female ancestor
ancestress
A female ancestor
foremother
A female ancestor
mother
a female ancestor or progenitor

    Hyphenation

    a fe·male an·ces·tor or pro·gen·i·tor

    Turkish pronunciation

    ı fimeyl änsestır ır prōcenîtır

    Pronunciation

    /ə ˈfēˌmāl ˈanˌsestər ər prōˈʤenətər/ /ə ˈfiːˌmeɪl ˈænˌsɛstɜr ɜr proʊˈʤɛnɪtɜr/
Favorites