Yalnızca birkaç kişi vaktinde geldi.
- Only a few people showed up on time.
Aç olamazsın. Birkaç dakika önce abur cubur yedin.
- You can't be hungry. You had a snack a few minutes ago.
Biz Tom'u ziyaret ederken geçen ay bir kaç gün Boston'daydık.
- We were in Boston last month for a few days visiting Tom.
Biz neredeyse bir kaçkez yakalandık.
- We almost got caught a few times.
Mary ve diğer bazı kadınlar birkaç saattir buradaydı.
- Mary and some other women were here for a few hours.
Go büyük ihtimalle benim ülkemdeki en popüler Japon oyunu olsa da o bile bazı üniversite öğrencileri dışında pek bilinmiyor.
- Although Go is probably the most popular Japanese game in my country, at most only a few university students know it.
Çok az sayıda İngilizce kitabım var.
- I have very few books in English.
Managua'da çok az Amerikan yerlisi vardır.
- There are very few Native Americans in Managua.
... There was very few of them. ...
... So I have had very few, I should ...