Biz bir arkadaşın cömertliğinden yararlanmamalıyız.
- We should not take advantage of the generosity of a friend.
O,müzeyi ziyaret etme fırsatından yararlandı.
- He took advantage of the opportunity to visit the museum.
Bu iyi bir kitaptır ama şu daha iyidir.
- This is a good book, but that one is better.
Bir dizüstü, bir masaüstünden daha iyidir.
- A laptop is better than a desktop.
O, benim üzerimde bir avantaja sahiptir.
- She has an advantage over me.
Son 100 yılın bilim ve teknoloji ve topluluğun diğer alanlarındaki gelişmeler hayat kalitesine hem avantajlar hem de dezavantajlar getirdi.
- Advances in science and technology and other areas of society in the last 100 years have brought to the quality of life both advantages and disadvantages.
Fırsattan tam olarak faydalandı.
- She took full advantage of the opportunity.
Daha fazla beklemenin hiçbir faydası olmadığını anladı.
- He saw no advantage in waiting any longer.
John Bill'in zayıflığından istifade etti.
- John took advantage of Bill's weakness.
Yürüyüşe çıkmak için tatilden istifade edelim.
- Let's take advantage of the vacation to go on a hike.
Ama ondan başka bir çıkarım vardı.
- But I had another advantage in it.
Onlar birbirlerine karşı üstünlük sağlamak için çok uğraştılar.
- They tried very hard to gain an advantage over one another.
Kendimi geliştirmek için her şeyi yapmaya hazırım.
- I'm prepared to do anything to better myself.
Kendimi geliştirmek istiyorum.
- I want to better myself.
Evlendikten sonra benim Japonca daha iyi oldu ve daha çok anlayabildim.
- After I got married, my Japanese got better and I could understand more.
Ben kahveyi daha çok severim.
- I like coffee better.
Daha iyi yapmak zorundayız.
- We've got to do better.
Dünyamızı daha iyi yapmak için çalışalım.
- Let's try to make our world better.
Ne kadar çok çabalarsam çabalayayım, onu, onun yapabildiğinden daha iyi şekilde yapamam.
- No matter how hard I try, I can't do it any better than she can.
Daha iyi şekilde yapabileceğimizi düşünüyoruz.
- We know we can do better.
Cümlelerinizi silmek yerine, daha güzel hale getirmeye ne dersiniz?
- Instead of deleting your sentences, how about making them better?
Nereye gidersen git evinden daha güzel bir yer bulamazsın.
- Wherever you may go, you will not find a better place than your home.
The enemy had the advantage of a more elevated position.
... And our notion of what is an advantage ...
... We've seen that just taming a horse gives man a massive advantage. ...