araştır

listen to the pronunciation of araştır
Turkish - English
{f} quest

I'm doing some history research and would like to ask you a few questions. - Biraz geçmişi araştırma yapıyorum, ve size birkaç soru sormak istiyorum.

They explored the desert in quest of buried treasure. - Onlar gömülü hazine arayışında çölü araştırdı.

probing
(Bilgisayar) investigate

The capable detective was assigned to investigate the cause of the tragedy. - Yetenekli dedektif trajedinin nedenini araştırmak üzere atanmıştır.

It's my business to investigate such things. - Bu tür şeyleri araştırmak benim işim.

{f} research

We have little money available for the research. - Araştırma için mevcut az paramız var.

The teacher gave him a failing grade for basing his report on discredited research. - Öğretmen onun itibarsız araştırmasıyla ilgili raporuna dayandırarak ona başarısız notu verdi.

make a survey of
inquire

He says he will inquire into the matter. - Konuyu araştıracağını söylüyor.

{f} ferret
look into

Please look into this matter as soon as you can. - Lütfen yapabildiğiniz kadar kısa zamanda bu konuyu araştırın.

I will look into the matter. - Konuyu araştıracağız.

probe
(Biyoloji) explore

The explorers began to suffer from a severe lack of food. - Araştırmacılar ciddi bir gıda eksikliğinden muzdarip olmaya başladı.

Tom explored every possibility. - Tom her olasılığı araştırdı.

snoop
araştır
Favorites