The dog tagged along after his master.
- Köpek sahibinin arkasından gitti.
We entered the room after him.
- Biz onun arkasından odaya girdik.
The police officer on duty sensed an elderly man coming up behind him.
- Görevli memur arkasından yaşlı bir adamın geldiğini hissetti.
His students speak bad about him behind his back.
- Onun öğrencileri onun arkasından onun hakkında kötü konuşuyor.
I have a facial boil. There's a painful lump at the back of one nostril.
- Bir yüz çıbanım var.Bir burun deliğinin arkasında acılı bir yumru var.
I am told he has a broad back.
- Bana onun geniş bir arkası olduğu söylendi.
The hijackers moved to the rear of the plane.
- Korsanlar uçağın arkasına ilerledi.
Please move to the rear of the bus.
- Lütfen otobüsün arkasına doğru ilerleyin.
Your right taillight is busted.
- Sağ arka lamban patlamış.
The tail at the rear of the plane provides stability.
- Uçağın arkasındaki kuyruk denge sağlar.
My cat purrs when I scratch behind his ears.
- Kulağının arkasını kaşıdığımda,kedim mırıldanır.
A stranger tapped me on the shoulder from behind. He must have mistaken me for someone else.
- Bir yabancı omzuma arkadan dokundu. Beni başka birisiyle karıştırmış olmalı.
Sami felt a little bit superior to his friends.
- Sami kendini arkadaşlarından biraz üstün hissetti.
Applaud, friends, the comedy has ended.
- Alkışlıyoruz, arkadaşlar, komedi sona erdi.
I've decided to end our friendship.
- Arkadaşlığımızı bitirmeye karar verdim.
I asked after my sick friend.
- Hasta arkadaşımın sağlık durumunu sordum.
I've been to Osaka to ask after my sick friend.
- Hasta arkadaşımın hatırını sormak için Osaka'ya gittim.
The horse rose on its hind legs.
- At arka ayaklarının üzerinde yükseldi.
A friend of mine can speak Hindi fluently.
- Bir arkadaşım akıcı bir biçimde Hintçe konuşabilir.
His girlfriend was not supportive.
- Onun kız arkadaşı destekleyici değildi.
I have a lot of friends to support me mentally.
- Beni zeka olarak destekleyecek çok arkadaşım var.
There's one small cat hiding behind the car.
- Arabanın arkasında saklanan küçük bir kedi var.
There is a small pond in back of my house.
- Evimin arkasında küçük bir gölet var.
Your father's friends aren't his only supporters.
- Senin babanın arkadaşları onun tek destekçileri değil.
He has a wealthy supporter behind him.
- Arkasında zengin bir destekleyicisi var.