O şarkıcının berbat bir sesi var.
- That singer has an awful voice.
Natto berbat kokuyor, ama lezzetli.
- Natto smells awful, but tastes delicious.
Geçen yaz çok kötüydü.
- Last summer was awful.
Ben çok kötü üşüttüm.
- I caught an awful cold.
Burada çok az mağaza var ve sinema da korkunç.
- There are very few shops and the cinema is awful.
Niçin o kadar korkunçsun?
- Why are you so awful?
Ne müthiş bir dünyada yaşıyoruz!
- What an awful world we live in!
Müthiş bir bisikletim var.
- I have an awful bike.
Ben geç kaldığım için çok üzgünüm.
- I'm awfully sorry that I was late.
Tom çok yorgun görünüyor.
- Tom does seem awfully tired.
İnsanların hakkımızda söylediklerinin doğru olduğunu bilmek ne kadar kötü!
- How awful to reflect that what people say of us is true!
Geçen yaz çok kötüydü.
- Last summer was awful.
And then she stopped, and stood as if in awe / (For sleep is awful) .
I have learnt an awful amount today.
My socks smell awful.