Osaka is the second largest city of Japan.
- Osaka, Japonya'nın ikinci en büyük şehridir.
After one or two large factories have been built in or near a town, people come to find work, and soon an industrial area begins to develop.
- Kasabada veya kasabanın yakınında bir veya iki büyük fabrika kurulduysa, insanlar iş bulmaya gider, ve yakında bir endüstriyel alan büyümeye başlar.
When he openly declared he would marry Pablo, he almost gave his grandmother a heart attack and made his aunt's eyes burst out of their sockets; however, his little sister beamed with pride.
- O Pablo ile evleneceğini açıkça ilan ettiğinde, neredeyse büyük annesine kalp krizi geçirtecekti , halasının gözlerini yuvasından fırlattıracaktı fakat küçük kız kardeşi gururla baktı.
It was my grandfather that told me that story.
- O hikayeyi bana anlatan büyükbabamdı.
What are the four major golf tournaments comparable to the ones in tennis?
- Tenislerdekilerle karşılaştırılabilen dört büyük golf turnuvası hangileridir.
My house needs major repairs.
- Evimin büyük onarımlara ihtiyacı var.
To our great surprise, he suddenly resigned.
- Onun birden istifade etmiş olması, bizim için büyük sürpriz.
An integer is natural if and only if it is greater or equal to 0.
- Eğer tamsayı sadece sıfırdan büyük veya eşit ise tamsayı doğaldır.
Tokyo is a very big city.
- Tokyo çok büyük bir şehirdir.
This is the biggest hotel in this city.
- O bu şehirdeki en büyük oteldir.
These days, the lion's share usually means the biggest share; but not so long ago, it meant all of it.
- Bu günlerde, aslan payı genellikle en büyük pay anlamına gelmektedir; fakat çok geçmeden önce onun hepsi anlamına geliyordu.
Those shadows appeared in a way like giant dinosaurs, with a long neck and a very big jaw without teeth.
- Bir bakıma uzun boyunlu ve dişsiz çok büyük çenesi olan dev dinozorlar gibi şu görüntüler ortaya çıktı.
There is a wide gap in the opinions between the two students.
- İki öğrenci arasında fikirlerde büyük bir uçurum vardır.
You must begin a sentence with a capital letter.
- Cümleye büyük harfle başlamalısın.
Sentences begin with a capital letter.
- Cümleler büyük harfle başlar.
A big title does not necessarily mean a high position.
- Büyük bir unvan mutlaka yüksek bir görev anlamına gelmez.
What I most noticed about my Japanese high school, however, was the great respect shown by students toward their teachers.
- Her nasılsa, Japon lisem hakkında en fazla fark ettiğim şey öğrenciler tarafından öğretmenlerine gösterilen büyük saygıydı.
His grandfather is still very healthy for his age.
- Büyükbabası yaşına göre hâlâ oldukça sağlıklı.
My grandfather is very healthy.
- Büyük babam çok sağlıklı.
A new study suggests that hospital records for patients older than 65 are often incorrect, which may lead to serious treatment errors.
- Yeni bir çalışma 65'ten daha büyük hastaların hastane kayıtlarının çoğunlukla yanlış olduğunu ortaya atmaktadır, bu durum ciddi tedavi hatalarına yol açabilir.
He's three years older than I am.
- O benden üç yaş daha büyük.
The largest muscle in the human body is the gluteus maximus.
- İnsan vücudundaki en büyük kas gluteus maximus'tur.
How old is your elder son?
- Büyük oğlun kaç yaşında?
My elder brother got a position in a big business.
- Ağabeyim büyük bir ticari kuruluşta görev yapıyor.
These presents are really bulky.
- Bu hediyeler gerçekten büyük.
This box is too bulky to carry.
- Bu kutu taşımak için çok fazla büyüktür.
He was big and handsome.
- O, büyük ve yakışıklıydı.
Tatoeba is a mini-LibriVox, it just needs to be written before the large-scale reading aloud would start.
- Tatoeba bir mini-LibriVox'tur. O, yüksek sesle büyük ölçekli okuma başlamadan önce sadece yazılması gerekiyor.
My grandmother used to go out for a walk almost every day, but now she seldom, if ever, goes out.
- Büyükannem hemen hemen her gün bir yürüyüş için dışarı çıkardı fakat şimdi o nadiren, kırk yılda bir, dışarı çıkar.
When he openly declared he would marry Pablo, he almost gave his grandmother a heart attack and made his aunt's eyes burst out of their sockets; however, his little sister beamed with pride.
- O Pablo ile evleneceğini açıkça ilan ettiğinde, neredeyse büyük annesine kalp krizi geçirtecekti , halasının gözlerini yuvasından fırlattıracaktı fakat küçük kız kardeşi gururla baktı.
The damage from the typhoon was enormous.
- Tayfundan gelen hasar büyüktü.
He lives in an enormous house.
- O, çok büyük bir evde yaşar.
She lives in a huge house.
- O, büyük bir evde yaşıyor.
The boy has a huge bump on his head. No wonder he cried so much!
- Çocuğun başında büyük bir yumru var. O kadar çok ağlamasına şaşmamalı.
It seems the rural area will be developed on a large scale.
- Kırsal alan büyük ölçüde gelişecek gibi görünüyor.
It is hoped that this new policy will create jobs on a large scale.
- Bu yeni politikanın büyük ölçekli işler yaratacağı umuluyor.
Suddenly the eldest daughter spoke up, saying, I want candy.
- En büyük kız şeker istiyorum diyerek birdenbire konuştu.
The eldest son succeeded to all the property.
- En büyük oğlan bütün mülkiyetin varisi oldu.
Bigger is not always better.
- Daha büyük her zaman daha iyi değildir.
Beijing is bigger than Rome.
- Pekin, Roma'dan daha büyüktür.
My father was an ambitious man and would drink massive amounts of coffee.
- Babam hırslı bir adamdı ve büyük miktarda kahve içerdi.
There are about 500 cattle on the ranch.
- Çiftlikte yaklaşık 500 büyükbaş hayvan var.
Layla never realized there was a ranch that size.
- Leyla o büyüklükte bir ahır olduğunu fark etmemişti.
She is not my mother but my oldest sister.
- O benim annem değil fakat en büyük ablamdır.
Tom definitely had problems with his oldest son.
- Tom'un en büyük oğluyla kesinlikle sorunları var.
Tom's grandfather was a signal officer in the army.
- Tom'un büyükbabası orduda bir muhabere subayıydı.
You must be more careful to avoid making a gross mistake.
- Büyük bir hata yapmaktan kaçınmak için daha dikkatli olmalısın.
My impression of this government is that they need a more forceful economic policy, otherwise they'll encounter large problems in the future.
- Benim bu hükümet hakkındaki izlenimim onların daha güçlü bir ekonomik politikaya ihtiyaçları olduğu, aksi takdirde gelecekte büyük sorunlarla karşılaşacaklarıdır.
Sometimes, Grandma is more dangerous than the KGB.
- Bazen büyükanneler, KGB'den daha tehlikelidir.
Tom won a sizable amount of money.
- Tom oldukça büyük bir miktarda para kazandı.
The stability of Chinese economy is substantially overestimated.
- Çin ekonomisinin istikrarı büyük ölçüde abartılmıştır.
The earthquake created a tremendous sea wave.
- Deprem büyük bir deniz dalgası yarattı.
Tom is taking a tremendous chance.
- Tom çok büyük bir risk alıyor.
Tom's experience attracted considerable attention.
- Tom'un deneyimi büyük ilgi gördü.
The earthquake caused considerable damage.
- Deprem, büyük ölçüde hasara yol açtı.
Write only your family name in capitals.
- Sadece soyadınızı büyük harflerle yazın.
You must begin a sentence with a capital letter.
- Cümleye büyük harfle başlamalısın.
He's very likely to be late.
- O, büyük ihtimalle geç kalacak.
You are very likely right.
- Sen büyük ihtimalle haklısın.
Who do you think is most likely to win the race?
- Yarışı büyük ihtimalle kimin kazanacağını düşünüyorsun?
Which team is the most likely to win the championship?
- Hangi takım büyük ihtimalle şampiyonluğu kazanacak?
Beer is sold by the pint.
- Bira büyük bira bardağı ile satılır.
Tom is probably lost.
- Tom büyük olasılıkla kayboldu.
But probably I'll be the last, which is a pity.
- Fakat büyük olasılıkla sonuncu olacağım, bu acınacak bir durum.
I've pretty much gotten over it.
- Onu büyük ölçüde aştım.
Tom pretty much forgot about the meeting.
- Tom toplantıyı büyük ölçüde unuttu.
A big city is full of snatchers.
- Büyük şehirler kapkaççılarla doludur.
This magazine is available in any big city in Japan.
- Bu dergi Japonya'daki herhangi bir büyük şehirde mevcut.
The stability of Chinese economy is substantially overestimated.
- Çin ekonomisinin istikrarı büyük ölçüde abartılmıştır.
I think that's highly unlikely.
- Sanırım o büyük ölçüde mümkün değil.
You must begin a sentence with a capital letter.
- Cümleye büyük harfle başlamalısın.
Write your name in capital letters.
- Adınızı büyük harflerle yazın.
Most probably, she'll come.
- O, büyük ihtimalle gelecek.
Most probably, he'll come.
- O, büyük ihtimalle gelecek.
It is hoped that this new policy will create jobs on a large scale.
- Bu yeni politikanın büyük ölçekli işler yaratacağı umuluyor.
He's the ambassador to Haiti.
- O, Haiti büyük elçisidir.
He was ambassador to the United Nations.
- Birleşmiş Milletlerin büyük elçisiydi.
Welcome to the big leagues.
- Büyük liglere hoş geldiniz.
I was in Boston most of last summer.
- Geçen yazın büyük bölümünde Boston'daydım.
The actor was on the stage for most of the play.
- Aktör oyunun büyük bölümünde sahnedeydi.
Write your name in capitals.
- Adını büyük harflerle yaz.
Write the alphabet in capitals.
- Alfabeyi büyük harflerle yazın.
Tom isn't very likely to know where Mary keeps her address book.
- Tom Mary'nin adres defterini nerede sakladığını büyük ihtimalle bilmiyor.
He's very likely to be late.
- O, büyük ihtimalle geç kalacak.
This air corridor is largely run by military aircraft.
- Bu hava koridoru büyük ölçüde askeri uçak tarafından işletilir.
Your success will largely depend upon how you will make good use of your opportunity.
- Sizin başarınız büyük ölçüde fırsatınızdan nasıl yararlanacağınıza bağlıdır.