We'll attempt to start the class soon.
- Yakında sınıfı başlatmak için çalışacağız.
Starting a fight with Tom wasn't such a good idea.
- Tom'la bir döğüş başlatmak çok iyi bir fikir değildi.
I go into the store, and who do I see? An American friend, who immediately begins to tell me what has been going on with him since we last met.
- Mağazaya gidiyorum ve kimi görüyorum? Onunla son kez buluştuğumuzdan beri kendisinde neler gittiğini bana hemen anlatmaya başlayan bir Amerikan arkadaşımı.
Birth is, in a manner, the beginning of death.
- Doğum,bir şekilde,ölümün başlangıcıdır.
You began to learn Esperanto.
- Esperanto öğrenmeye başladınız.
Next month it'll be five years since he began playing the violin.
- Önümüzdeki ay keman çalmaya başlayalı beş yıl olacak.
Tom abandoned his car that had run out of gasoline and started walking.
- Tom benzini biten arabasını terk etti ve yürümeye başladı.
They started running.
- Onlar koşmaya başladılar.
They decided to launch a major attack.
- Büyük bir saldırı başlatmaya karar verdiler.
The general decided to launch an offensive against the enemy camp.
- General düşman kampına karşı bir saldırı başlatmaya karar verdi.
In the beginning God created the heaven and the earth.
- Başlangıçta Tanrı göğü ve yeri yarattı.
The beginning is the most important part of the work.
- Başlangıç işin en önemli kısmıdır.
When we went to the hall, the concert had already begun.
- Salona gittiğimizde, konser çoktan başlamıştı.
My memory of her has begun to recede.
- Onunla ilgili anılarım azalmaya başladı.
Now I must go about my work.
- Şimdi işime başlamalıyım.
The student center is a good place to strike up conversations.
- Öğrenci merkezi konuşmalara başlamak için iyi bir yer.
We got up early and set about cleaning our house.
- Erken kalktık ve evimizi temizlemeye başladık.
She had no idea how to set about her work.
- İşine nasıl başlayacağı konusunda bir fikri yoktu.
It's time to get down to business.
- İşe başlamanın zamanıdır.
Now let's get down to work.
- Şimdi çalışmaya başlayalım.
Direct flights between New York and Tokyo commenced recently.
- New York ve Tokyo arasında doğrudan uçuşlar son zamanlarda başlamıştır.
Hostilities commenced.
- Düşmanlıklar başladı.
I quit my job and moved so I could start off with a clean slate.
- Maziye sünger çekip yeniden başlamak için işimi bıraktım ve taşındım.
Let's start off on the same page.
- Aynı sayfada başlayalım.
We'll attempt to start the class soon.
- Yakında sınıfı başlatmak için çalışacağız.
Starting a fight with Tom wasn't such a good idea.
- Tom'la bir döğüş başlatmak çok iyi bir fikir değildi.