belki, belki

listen to the pronunciation of belki, belki
Turkish - English
perhaps, maybe
belki
maybe

Maybe you'll come back to me? - Belki bana geri döneceksin?

Maybe this world is another planet's Hell. - Belki bu dünya başka bir gezegenin cehennemi.

belki
perhaps

Hunger is perhaps the strongest of all human drives. - Açlık insan güdülerinin belkide en güçlüsüdür.

Perhaps it will rain in the afternoon. - Belki öğleden sonra yağmur yağacak.

belki
perchance
belki
i dare say
belki de
it's possible that
belki de
maybe

Maybe Tom has problems. - Belki de Tom'un sorunları vardır.

Maybe Tom didn't see us. - Belki de Tom bizi anlamadı.

belki de
may well be
belki de hiç
seldom
belki de hiç
if ever
belki
peradventure
belki
mayhap
belki
possibly

I can't possibly make lunch. - Belki öğle yemeği yapamam.

The cleanup at the Fukushima Daiichi plant could take years, possibly decades. - Fukushima Daiichi tesisindeki temizlik, yıllar belki de on yıllar sürebilir.

belki
contingently
belki
perhaps, maybe
belki başka zaman
Maybe next time
belki de
probably

I'm probably hungrier than you are. - Ben belki de senden daha açım.

I probably shouldn't have asked Tom that question. - Belki de Tom'a bu soruyu sormamalıydım.

belki de
it's possible that ..., maybe
belki de
it may even be that
belki nevrozu
(Pisikoloji, Ruhbilim) perhaps neurosis
garip belki ama
strangely enough
Turkish - Turkish

Definition of belki, belki in Turkish Turkish dictionary

BELKİ
(Osmanlı Dönemi) Kat'iyyetle. Dahi. Şüphesiz
BELKİ
(Osmanlı Dönemi) Umulur, ihtimal, olabilir
BELKİ
(Osmanlı Dönemi) Hattâ
belki
Olsa olsa, ya ... ya, ihtimal: "Belki bir sabah vakti, belki bir gece yarısı / Artık nefes almayı bırakıp gideceğiz."- Z. O. Saba
belki
Olsa olsa, ya ... ya, ihtimal