Arkadaşlarıma ihanet etmektense ölmeyi tercih ederim!
- I'd rather die than betray my friends!
Çevirmek ihanet etmektir.
- To translate is to betray.
Sana ihanet etmeyeceğim.
- I am not going to betray you.
İnsan arkadaşlarına ihanet etmemeli.
- One shouldn't betray one's friends.
Baban her şeyi ihanet olarak kabul ediyor.
- Your father is taking the whole thing as a betrayal.
Bu dünyadaki tüm ihanetler beni korkutuyor.
- All the betrayals in this world scares me.
Fadıl ihanete uğramış gibi hissetti.
- Fadil felt like he was betrayed.
Mary kendini ihanete uğramış ve aşağılanmış hissetti.
- Mary felt betrayed and humiliated.
Onun güvenine ihanet etti.
- She betrayed his trust.
Biz ona bir kahraman dedik ama o bize ihanet etti.
- We called him a hero, but he betrayed us.