Stir once every fifteen minutes.
- Her on beş dakikada bir kez karıştırın.
She was late once again.
- Bir kez daha geç kalmıştı.
I'm only going to ask you this one time, Tom.
- Ben bunu sana sadece bir kez soracağım, Tom.
I have only done this one time before.
- Bunu daha önce sadece bir kez yaptım.
Stir once every fifteen minutes.
- Her on beş dakikada bir kez karıştırın.
They go to watch a play once every month.
- Onlar her ay bir kez maç izlemeye giderler.
For once in my life, I'd like to do something right.
- Hayatımda bir kez, doğru bir şey yapmak istiyorum.
Why can't you be nice for once?
- Neden bir kez olsun kibar olamıyorsun?
Explain it once more, Jerry.
- Onu bir kez daha açıkla, Jerry.
Please say it once more.
- Lütfen onu bir kez daha söyleyin.
You are entitled to try once again.
- Bir kez daha deneme hakkın var.
She was late once again.
- Bir kez daha geç kalmıştı.
I'll say it one more time.
- Bir kez daha söyleyeceğim.
Let's try one more time.
- Bir kez daha deneyelim.