broşür

listen to the pronunciation of broşür
Turkish - English
leaflet

Tom spent the afternoon handing out leaflets. - Tom öğleden sonrayı broşürleri dağıtarak geçirdi.

This leaflet contains necessary information. - Bu broşür, gerekli bilgiyi içerir.

brochure

I glanced through the brochure. - Broşüre hızla göz atmak.

Tom handed Mary the brochures. - Tom broşürleri Mary'ye uzattı.

booklet
brochure, prospectus, booklet
pamphlet, brochure
(dini) tract
tractate
folder
pamphlet

Have you seen this pamphlet? - Bu broşürü gördün mü?

Tom gave me a pamphlet. - Tom bana bir broşür verdi.

(Tıp) package leaflet
bulletin
literature
tract
handout
brouchure
discourse
broşür yazan kimse
pamphleteer
broşürler
brochures

Tom handed Mary the brochures. - Tom broşürleri Mary'ye uzattı.

Would you give me some travel brochures from your country? - Bana sizin ülkenizden bazı seyahat broşürleri verir misin?

tanıtıcı broşür
prospectus
Turkish - Turkish
Sayfa sayısı az, küçük kitap, risale