His house is somewhere about here.
- Onun evi buralarda bir yerde.
There used to be a hut about here.
- Buralarda bir kulübe vardı.
He lives somewhere around here.
- O buralarda bir yerde yaşıyor.
Tom grew up around here.
- Tom buralarda büyüdü.
Toss your gun over here.
- Silahını buraya fırlat.
Come over here and help me.
- Buraya gel ve bana yardım et.