Tom'un USB kabloları ile dolu bir çekmecesi var.
- Tom has a drawer full of USB cables.
Ağ televizyonda kullanılan saygısız dil küçük çocuklu ebeveynlerin kabloluya abone olmayı istememelerine sebep oluyor.
- The profane language used on network television makes many parents with young children not want to subscribe to cable.
Ağ televizyonda kullanılan saygısız dil küçük çocuklu ebeveynlerin kabloluya abone olmayı istememelerine sebep oluyor.
- The profane language used on network television makes many parents with young children not want to subscribe to cable.
Tüm kasaba kablolu TV'ye sahip.
- The whole town has cable TV.
Tom'un bir kablolu TV'si yok.
- Tom doesn't have cable TV.
Tüm kasaba kablolu TV'ye sahip.
- The whole town has cable TV.
Elektrik kabloları bakırdan yapılmıştır.
- Electricity cables are made of copper.
Kablo elektrikli değil.
- The cable is not electrified.
Tom'un USB kabloları ile dolu bir çekmecesi var.
- Tom has a drawer full of USB cables.
Elektrik kabloları bakırdan yapılmıştır.
- Electricity cables are made of copper.
Halatlardan biri koptuğunda köprü çöktü.
- The bridge collapsed when one of the cables snapped.
Halatlardan biri kopunca köprü çöktü.
- The bridge collapsed when one of the cables broke.
I tried to watch the movie last night but my cable was out.