The storm severely damaged the crops.
- Fırtına ürünlere ciddi bir şekilde zarar verdi.
Such a thing is considered theft and it has to be punished severely.
- Böyle bir şey hırsızlık olarak kabul edilir ve ciddi bir şekilde cezalandırılmak zorundadır.
Take things a little more seriously.
- Eşyaları biraz daha ciddi bir şekilde al.
Tom was seriously wounded and bleeding.
- Tom ciddi bir şekilde yaralandı ve kanaması vardı.