common, regular, ordinary

listen to the pronunciation of common, regular, ordinary
English - Turkish

Definition of common, regular, ordinary in English Turkish dictionary

usual
olağan

Bu olağan bir düzenlemedir. - This is the usual arrangement.

Ağrı için olağan neden nedir? - What is the usual cause for the pain?

usual
{s} herzamanki
usual
alışılagelmiş
usual
çoğunlukla

Ülkedeki otobüsler çoğunlukla zamanında gelmezler. - Buses in the country don't usually come on time.

Senin söylediğin çoğunlukla doğru oluyor. - What you say is usually true.

usual
{s} klasik

Tom genellikle klasik müzik dinler. - Tom usually listens to classical music.

Tom genelde klasik rock çalan bir radyo istasyonunu dinler. - Tom usually listens to a radio station that plays classic rock.

usual
usuallyekseriyetle
usual
{s} her günkü
usual
çok kere
usual
alışılagelen
usual
olagelmek
usual
her zamanki

Gelecek Cuma her zamanki poker oyunumuza gelecekmisin? - Will you come to our usual game of poker next Friday?

O, her zamanki gibi geç geldi. - She came late as usual.

usual
It is usual to do so Böyle yapmak adettir
usual
as usual âdet üzere
usual
her zamanki gibi

O, her zamanki gibi geç geldi. - She came late as usual.

O, her zamanki gibi geç geldi. - He came late as usual.

usual
{s} alışılmış
common, ordinary
basbayağı
usual
{s} alışılmış, mutat
English - English
{s} usual
Common, ordinary
trivial