Benim çocukluğum hakkında çelişkili duygularım var.
- I have conflicting feelings about my childhood.
Tom'un çelişkili duyguları vardı.
- Tom had conflicting feelings.
Tom'un çelişkili duyguları vardı.
- Tom had conflicting feelings.
Yerli konuşmacılar dillerinde doğru olan veya olmayan şey hakkında çelişkili bilgiler verebilirler.
- Native speakers can give you conflicting information about what is or is not correct in their language.
Anlaşmazlık tırmanıyor.
- The conflict escalates.
Dan ve Linda arasında bir anlaşmazlık vardı.
- There had never been a conflict between Dan and Linda.
Bu çatışmayı çözmek imkansız.
- It is impossible to resolve the conflict.
Ben çatışmadan kaçınmaya çalıştım.
- I tried to avoid conflict.
Tom çelişkiye düşmüş hissediyor.
- Tom is feeling conflicted.
Benim çocukluğum hakkında çelişkili duygularım var.
- I have conflicting feelings about my childhood.
O her zaman biriyle uyuşmazlık içinde gibi görünüyor.
- He seems to be always in conflict with someone.
İslam ve batı arasındaki ilişki yüzyıllar süren birliktelik ve ortak çalışma fakat aynı zamanda çatışma ve din savaşları içermektedir.
- The relationship between Islam and the West includes centuries of co-existence and cooperation, but also conflict and religious wars.
Kış Savaşı, Finlandiya ile Sovyetler Birliği arasındaki askeri bir çatışmaydı.
- The Winter War was a military conflict between Finland and the Soviet Union.
Tom çelişkiye düşmüş hissediyor.
- Tom is feeling conflicted.
Yerli konuşmacılar dillerinde doğru olan veya olmayan şey hakkında çelişkili bilgiler verebilirler.
- Native speakers can give you conflicting information about what is or is not correct in their language.
Liderler arasındaki çatışmalar sağlıksız bölgecilikle sonuçlandı.
- The conflicts among leaders resulted in unhealthy sectionalism.
Bu Birleşmiş Milletler kararı İsrail'in silahlı güçlerinin son çatışmalarda işgal edilen bölgelerden çekilmesini istemektedir.
- This United Nations resolution calls for the withdrawal of Israel armed forces from territories occupied in the recent conflict.
In the absence of all conflicting evidence.
Your conference call conflicts with my older one: please reschedule.
I wanted to attend the meeting but there's a conflict in my schedule that day.