Minyatür golf oynadılar.
- They played miniature golf.
O, dinozorun sadık minyatürüne baktı.
- He stared at the faithful miniature of the dinosaur.
O, bana küçük bir oyuncak aldı.
- She got me a tiny toy.
Onun oyuncağı onun küçük kızkardeşi tarafından kırıldı.
- Her toy was broken by her little sister.