Turkish - English
Definition of dökülmüş in Turkish English dictionary
- (saç) tacky
- spilt
- cast
- spilled
How much oil has actually been spilled?
-Aslında ne kadar petrol dökülmüş?
- dökülmüş kabuk
- exuviation
- dökülmüş madde
- spilth
- yerinde dökülmüş
- (İnşaat) cast-in-place
- dök
- {f} shed
He shed innocent blood just for kicks.
-Sadece heyecan olsun diye masum kanı döktü.
The girls shed tears after reading the novel.
-Kızlar, romanı okuduktan sonra gözyaşı döktüler.
- dök
- {f} spilt
- dök
- {f} spill
Tom admitted to spilling the red wine.
-Tom kırmızı şarabı döktüğünü kabul etti.
I spilled egg on the floor.
-Yumurtayı yere döktüm.
- dök
- slop
- dök
- {f} spilled
I spilled egg on the floor.
-Yumurtayı yere döktüm.
I spilled some fruit juice on my new shirt.
-Yeni gömleğime biraz meyve suyu döktüm.
- dök
- dump
The truck dumped the sand on the ground.
-Kamyon kumu yere döktü.
It wasn't Tom who dumped garbage in your front yard.
-Ön bahçenize çöp döken kişi Tom değildi.
- kül dökülmüş yarış yolu
- dirt track
Related Terms
Turkish - Turkish
Definition of dökülmüş in Turkish Turkish dictionary
- dökük
dökülmüş
Hyphenation
dö·kül·müşResimler
History
Favorites