dönerek

listen to the pronunciation of dönerek
Turkish - English
veering
rotating
dönerek çalışan
rotary
dön
{f} turn

This catterpillar will turn into a beautiful butterfly. - Bu tırtıl harika bir kelebeğe dönüşecek.

The leaves of the trees turn yellow in fall. - Ağaçların yaprakları sonbaharda sarıya döner.

dön
(Bilgisayar) transform

This differential equation can be easily solved by Laplace transform. - Bu diferansiyel denklemler Laplace dönüşümüyle kolayca çözülebilir.

The caterpillar transformed into a beautiful butterfly. - Tırtıl güzel bir kelebeğe dönüştü.

dön
wheel

The first Ferris wheel was built in 1893 in Chicago. - İlk dönme dolap 1893 yılında Chicago'da inşa edildi.

Who were you with on the Ferris wheel? - Dönme dolapta kimle birlikteydin?

dön
{f} veering

I saw his car veering to the right. - Onun arabasının sağa doğru döndüğünü gördüm.

dön
back down

Tom isn't going to back down. - Tom sözünden dönmeyecek.

Tom can't back down now. - Tom şimdi sözünden dönemez.

dön
{f} twirl
dön
veer

I saw his car veering to the right. - Onun arabasının sağa doğru döndüğünü gördüm.

dön
{f} rotating

The Earth is rotating from West to East. - Dünya batı'dan doğuya doğru dönüyor.

The black hole is surrounded by a rotating disk of ionized gas. - Kara delik, iyonize gazdan oluşan dönen bir diskle çevrilidir.

dön
return to

He left the Mexican capital to return to Texas. - O Texas'a dönmek için Meksika başkentinden ayrıldı.

In order to return to our era, what should we do? - Çağımıza geri dönmek için ne yapmalıyız?

dön
revert
başı dönerek
giddily
dön
sheer
dön
return

After I returned from Turkey, my Turkish deteriorated. - Türkiye'den döndükten sonra Türkçem zayıfladı.

After a long absence, he returned home. - Uzun bir yokluktan sonra eve geri döndü.

dönerek
Favorites