Definition of dünyalar in Turkish English dictionary
- (onun) olmak to be very happy
- worlds
If this is the best of all possible worlds, what are the others like?
- Bu bütün olası dünyaların en iyisi ise diğerleri nasıldır?
You and I come from different worlds.
- Sen ve ben farklı dünyalardanız.
- dünya
- world
In my opinion, German is the best language in the world.
- Bana göre Almanca dünyadaki en iyi dildir.
He has many enemies in the political world.
- Politik dünyada pek çok düşmanı var.
- dünyalar benim oldu
- (Konuşma Dili) I felt on top of the world
- dünyalar onun olmak
- to rejoice (at/over)
- Dünya
- Earth
The earth is the shape of an orange.
- Dünya portakal şeklindedir.
Life never ends but earthly life does.
- Hayat hiç bitmez fakat dünyadaki hayat biter.
- dünya
- realms
- dünya
- people
The world is full of dumb people.
- Dünya aptal insanlarla dolu.
Many people in the world are hungry.
- Dünyada birçok insan açtır.
- dünya
- lower
- dünya
- realm
- dünya
- terrestrial globe
- dünya
- lower world
- dünya
- everybody
Sometimes it seems to me as though everybody in the world speaks English.
- Bazen bana dünyadaki herkes İngilizce konuşuyormuş gibi geliyor.
If everybody thought the way I did, the world would be a much better place.
- Herkes benim gibi düşünse, dünya daha iyi bir yer olurdu.
- başka dünyalar
- other worlds
- dünya
- globe
The equator divides the globe into two hemispheres.
- Ekvator dünyayı iki yarımküreye böler.
Nearly one billion people around the globe lack access to clean, safe water.
- Dünya çapında yaklaşık bir milyar insanın temiz, güvenli suya erişimi yok.
- dünya
- monde
- dünya
- everyone, people
- dünya
- planetary
- dünya
- Vale of Tears
Without music the world is a vale of tears.
- Müziksiz dünya çile dünyasıdır.
- dünya
- terrene
- dünya
- world, the globe; earth; the universe; everybody, people
- dünya
- nature
- dünya
- the world, the earth
- seni dünyalar kadar seviyorum
- i love you whole world
