Your prayer will be answered.
- Duan kabul edilecektir.
He said each meeting should begin with a prayer.
- Her toplantının bir dua ile başlaması gerektiğini söyledi.
My prayer was answered.
- Benim duama cevap verildi.
Tom always prays before eating.
- Tom her zaman yemekten önce dua eder.
She went down on her knees to pray.
- Dua etmek için dizlerinin üstüne çöktü.
Praying for Tom is all you can do.
- Bütün yapabileceğiniz Tom için dua etmek.
Sami continued praying.
- Sami dua etmeye devam etti.
I spent five days in that filthy well. In that moment, my only solution was praying.
- O pis kuyuda beş gün geçirdim. O anda tek çözümüm dua etmekti.
Sometimes our prayers aren't answered the way we want them to be.
- Bazen dualarımıza onların olmasını istediğimiz şekilde cevap verilmez.
My prayers were answered.
- Dualarım gerçekleşti.