Dünyanın nüfusu bir yılda yüzde iki oranında artmaktadır.
- The population of the world increases at a rate of two percent a year.
Dünyada mülteci sayısı giderek artmaktadır.
- The number of refugees in the world increases steadily.
Kelime haznemi artırmak istiyorum.
- I want to increase my vocabulary.
Ülkenin yaşlanan nüfusunu telafi etmek için, hükümet doğum ve göç oranlarını önemli ölçüde artırmak için adımlar atmaya karar verdi.
- In order to compensate for the country's aging population, the government has decided to take steps to significantly increase birth and immigration rates.
Trafik kazalarının sayısı artmaktadır.
- There has been an increase in the number of traffic accidents.
Dünyanın nüfusu bir yılda yüzde iki oranında artmaktadır.
- The population of the world increases at a rate of two percent a year.
Ben harçlıkta bir artış hakkında babamla görüştüm.
- I approached my father about an increase in allowance.
Nüfusta sürekli bir artış vardı.
- There was a steady increase in population.
Kelime haznemi artırmak istiyorum.
- I want to increase my vocabulary.
O, maaşının artırılmasını talep etti.
- He demanded that his salary be increased.