Ken korkunç bir soğuk algınlığı olmuş gibi görünüyor.
- Ken seems to have a terrible cold.
Bu gerçekten korkunç.
- This is really terrible.
Kendimi berbat hissediyorum, ama ben sadece kül tablanı kırdım.
- I feel terrible, but I've just broken your ashtray.
O berbat bir soğuk aldı.
- He caught a terrible cold.
O gerçekten çok kötü mü?
- Is it really so terrible?
Sanırım Tom'a çok kötü bir şey oldu.
- I think something terrible has happened to Tom.
Tom müthiş bir koçtu.
- Tom was a terrible coach.
O sözcük oyunu müthiştir.
- That pun is terrible.
Bu yol dehşet verici.
- This road is terrible.
Çok kötü bir ikilemdeyim.
- I am in a terrible dilemma.
Yazma konusunda çok iyisin. Ben kötüyüm.
- You're so good at writing. I'm terrible.