There were no volunteers for the job.
- İş için gönüllüler yoktu.
They are in need of volunteers.
- Onların gönüllülere ihtiyacı var.
This was totally voluntary.
- Bu tamamen gönüllüydü.
The company appealed for people to take voluntary resignation.
- Şirket insanların gönüllü olarak istifa etmeleri için yalvardı.
She devoted herself to the volunteer activity.
- O, gönüllü faaliyetine kendini adamış.
She is working as a volunteer interpreter at the international conference.
- Uluslararası Konferansta gönüllü bir çevirmen olarak çalışıyor.
Tom is willing to try anything.
- Tom bir şey denemek için gönüllü.
Tom doesn't think Mary would be willing to lend him her guitar.
- Tom Mary'nin ona gitarını vermek için gönüllü olacağını düşünmüyor.
Are you here voluntarily?
- Gönüllü olarak mı buradasın?
I enlisted voluntarily.
- Ben gönüllü olarak askere yazıldım.