I've been with this project since day one.
Rome was not built in a day.
- Roma bir gün içinde kurulmamıştır.
Good day, how are you?
- İyi günler, nasılsın?
It is getting warmer day by day.
- Hava günden güne ılıyor.
My legs are getting better day by day.
- Bacaklarım günden güne daha da iyileşiyor.
I worked hard day after day.
- Günden güne çok çalıştım.
I studied English very hard day after day.
- Ben günden güne çok fazla İngilizce çalıştım.
Prices raise from day to day.
- Fiyatlar günden güne yükseliyor.
Tom's mood changes markedly from day to day.
- Tom'un ruh hali günden güne gözle görülür bir biçimde değişiyor.
This room doesn't get much sunlight.
- Bu oda çok fazla güneş ışığı almıyor.
Don't expose this chemical to direct sunlight.
- Kimyasal maddeyi doğrudan güneş ışığına maruz bırakma.
I would like to give him a present for his birthday.
- Ona doğum günü için bir hediye vermek istiyorum.
I got you a pen as a birthday present.
- Doğum günü hediyesi olarak sana kalem aldım.
In Germany today, anti-violence rallies took place in several cities, including one near Hamburg where three Turks were killed in an arson attack on Monday.
- Bugün Almanya'da, Pazartesi günü kundaklamada üç Türk'ün öldürüldüğü Hamburg'un yakınında bir yer de dahil birçok şehirde şiddet karşıtı mitingler gerçekleşti.
Today is June 18th and it is Muiriel's birthday!
- Bugün Haziran'ın 18'i ve bugün Muiriel'in doğum günü!
The sunshine improved his color.
- Güneş rengini artırdı.
The sunshine tempted people out.
- Güneş ışığı insanları dışarı çıkmaya özendirdi.
How many times a day does that bus run?
- O otobüs günde kaç kez çalışır?
These medicines should be taken three times a day.
- Bu ilaçlardan günde üç kez alınmalı.
Sami will maintain his innocence until the day he dies.
- Sami masumiyetini öldüğü güne kadar sürdürecek.
Date of last revision of this page: 2010-11-03
- Bu sayfanın son güncellenme tarihi: 2010.11.03
Your opinion seems to be out of date.
- Sizin fikirleriniz güncelliğini yitirmiş gibi görünüyor
What a beautiful sunset!
- Ne güzel bir günbatımı!
A warm, sunny day is ideal for a picnic.
- Ilık, güneşli bir gün piknik için idealdir.
There is nothing like a glass of beer after a whole day's work.
- Bir tam günlük çalışmadan sonra bir bardak bira gibi bir şey yoktur.
He has been unconscious for three days.
- Onun üç gün boyunca bilinci kapalı.
Güneş çıkmış olsa bile hava soğuktu.
- güneşin çıkmış olmasına rağmen, hava soğuktu.
Güneşli olmasına rağmen, hava soğuktu.
- Güneşli olsa da hava soğuktu.