In the spring, when the days grew longer and the sun warmer, she waited for the first robin to return from the south.
- İlkbaharda, günler daha uzadığında ve güneş daha ısındığında, o, ilk nar bülbülünün güneyden dönüşünü bekledi.
The clouds are coming from the south.
- Bulutlar güneyden geliyor.
Japan and South Korea are neighbors.
- Japonya ve Güney Kore komşudur.
In the summer it's very hot in southern Spain.
- Yazın, güney İspanya'da hava çok sıcaktır.
Australia is smaller than South America.
- Avustralya Güney Amerika'dan daha küçüktür.
The southern army needed men and supplies.
- Güney ordusunun adamlara ve malzemelere ihtiyacı vardı.
Southern newspapers attacked Lincoln.
- Güney gazeteleri Lincoln'a saldırdı.