Japan guaranteed a 2 billion yen aid package to developing countries.
- Japonya gelişmekte olan ülkelere 2 milyar yenlik bir yardım paketini taahhüt etti.
India is a developing country.
- Hindistan gelişmekte olan bir ülkedir.
Advanced countries must give aid to developing countries.
- Gelişmiş ülkeler, gelişmekte olan ülkelere yardım etmeliler.
Recent developments caused them to change their travel plans.
- Son gelişmeler onların seyahat planlarını değiştirmelerine neden oldu.
The development of applications for Android is possible from today.
- Android uygulamaların gelişmesi bugünden itibaren mümkündür.
I saw him coming upstairs.
- Onu üst kata gelişini gördüm.
I'm looking forward to your coming to Japan.
- Japonya'ya gelişini dört gözle bekliyorum.
The arrival of the troops led to more violence.
- Askerlerin gelişi daha fazla şiddete yol açtı.
She informed him of her arrival.
- O, gelişi hakkında onu bilgilendirdi.
Tom is making great progress in French.
- Tom Fransızcada büyük gelişme sağlıyor.
He has made rapid progress in English.
- O, İngilizcede hızlı bir gelişme yaptı.
Recent advances in medicine are remarkable.
- Tıptaki son gelişmeler dikkat çekiyor.
But undoubtedly there were no scientific advances then.
- Ama kuşkusuz o zaman hiçbir bilimsel gelişme yoktu.
American-British relations showed improvement.
- Amerikan-İngiliz ilişkileri gelişme gösterdi.
Although the life of Chinese people is getting better and better now, there is still room for improvement.
- Çin halkının yaşamı şimdi gittikçe iyileşmesine rağmen, gelişme için hâlâ bir neden vardır.
Trade between the two countries has been steadily growing.
- İki ülke arasındaki ticaret sürekli gelişiyor.
I want to build up my vocabulary.
- Kelime haznemi geliştirmek istiyorum.
Reading helps you build up your vocabulary.
- Okumak kelime dağarcığınızı geliştirmenize yardım eder.
After First Contact, the material and spiritual development of humanity flourished.
- İlk temastan sonra, insanlığın maddesel ve ruhsal gelişimi ilerledi.
Our work began to flourish.
- İşlerimiz gelişmeye başladı.
The story revolves around a mysterious adventure.
- Hikaye gizemli bir macera etrafında gelişiyor.
The advent of the euro is the beacon for the new millennium.
- Euronun gelişi yeni binyılın işaretidir.
Change can sometimes be difficult, but it can also open up new opportunities and be a means of personal growth and development.
- Değişim bazen zor olabilir, ancak yeni fırsatlar yaratabilir ve kişisel büyüme ve gelişme aracı olabilir.
Our work began to flourish.
- İşlerimiz gelişmeye başladı.