Socially awkward people tend to develop insecurities.
- Sosyal garip insanlar güvensizlikleri geliştirmek eğilimindedir.
The mandatory character of schooling is rarely analyzed in the multitude of works dedicated to the study of the various ways to develop within children the desire to learn.
- Eğitimin zorunlu karakteri çocukların içinde öğrenme arzusu geliştirmek için çeşitli şekillerde çalışmaya adanmış işlerin çokluğunda nadiren analiz edilir.
Tom is working hard to improve his English.
- Tom İngilizcesini geliştirmek için çok çalışıyor.
I would like to improve my English pronunciation.
- İngilizce telaffuzumu geliştirmek istiyorum.
Sports are effective to cultivate friendship.
- Sporlar dostluk geliştirmek için etkilidir.
All you have to do is to cultivate the ability to put yourself in the other fellow's place.
- Tek yapmanız gereken, kendinizi diğer arkadaşın yerine koyma yeteneğini geliştirmek.
I want to build up my vocabulary.
- Kelime haznemi geliştirmek istiyorum.
I want to better myself.
- Kendimi geliştirmek istiyorum.
I'm prepared to do anything to better myself.
- Kendimi geliştirmek için her şeyi yapmaya hazırım.
They implemented a communication policy so as to promote their new concept.
- Onlar yeni bir kavram geliştirmek için bir iletişim politikası uygulamıştır.
I want to build up my vocabulary.
- Kelime haznemi geliştirmek istiyorum.
I saw him coming upstairs.
- Onu üst kata gelişini gördüm.
Did you notice him coming in?
- Onun içeri gelişini fark ettin mi?
Ken is waiting for the arrival of the train.
- Ken trenin gelişini bekliyor.
The arrival of the troops led to more violence.
- Askerlerin gelişi daha fazla şiddete yol açtı.
For the sake of long-term interests, we have decided to sell the development department.
- Uzun vadeli çıkarların uğruna, biz geliştirme departmanını satmaya karar verdik.
The priest tried to improve the people's morals.
- Rahip insanların maneviyatını geliştirmek için çalıştı.
Tom really wants to improve.
- Tom gerçekten geliştirmek istiyor.
Trade between the two countries has been steadily growing.
- İki ülke arasındaki ticaret sürekli gelişiyor.
I want to build up my vocabulary.
- Kelime haznemi geliştirmek istiyorum.
Reading helps you build up your vocabulary.
- Okumak kelime dağarcığınızı geliştirmenize yardım eder.
After First Contact, the material and spiritual development of humanity flourished.
- İlk temastan sonra, insanlığın maddesel ve ruhsal gelişimi ilerledi.
Our work began to flourish.
- İşlerimiz gelişmeye başladı.
The story revolves around a mysterious adventure.
- Hikaye gizemli bir macera etrafında gelişiyor.
The tribe wasn't delighted about the advent of the peacemaker.
- Kabile arabulucunun gelişi hakkında memnun değildi.
We had hopes of developing tourism on a big scale.
- Turizmi büyük çapta geliştirme umutlarımız vardı.
Her studies contributed greatly to developing scientific research.
- Onun çalışmaları bilimsel araştırmayı geliştirmeye çok katkıda bulundu.
I want to build up my vocabulary.
- Kelime haznemi geliştirmek istiyorum.
Reading helps you build up your vocabulary.
- Okumak kelime dağarcığınızı geliştirmenize yardım eder.
I'm interested in improving my French.
- Fransızcamı geliştirmekle ilgileniyorum.
I'm interested in improving my German.
- Almancamı geliştirmekle ilgiliyim.