More and more couples go on honeymoon trips abroad.
- Gittikçe daha fazla çift balayı gezilerine yurt dışına gitmektedir.
As he grew excited, he spoke more and more rapidly.
- O heyecanlandığında, gittikçe daha hızlı konuştu.
This area is gradually being deforested.
- Bu bölgede ormanlar gittikçe azalıyor.
Reputations are volatile. Loyalties are fickle. Management teams are increasingly disconnected from their staff.
- Şöhretler gelip geçici. Sadakatler değişken. Yönetim ekipleri gittikçe elemanlarından daha kopuk.
Naked yoga is becoming increasingly popular.
- Çıplak yoga gittikçe daha popüler hale geliyor.