hazırlan

listen to the pronunciation of hazırlan
Turkish - English
get ready

You'd be amazed how long it takes Tom to get ready in the morning. - Abraham'ın sabahları hazırlanmasının ne kadar zaman aldığına şaşırırdın.

Tom has to get ready for work. - Tom iş için hazırlanmak zorunda.

got ready
hazırla
prepare

You should prepare for the worst. - En kötüsü için hazırlanmalısın.

The cook prepares different dishes every day. - Aşçı her gün farklı yemekler hazırlar.

hazırla
{f} priming
hazırla
{f} steel
hazırla
{f} preparing

He was in charge of preparing a magazine for publication. - O yayınlama için bir dergi hazırlanmasında sorumlu oldu.

Magdalena and Lech are preparing for their Polish exams. - Magdalena ve Lech, Lehçe sınavlarına hazırlanıyorlar.

hazırla
concoct
hazırla
drawn up

He has drawn up a will. - O, bir vasiyetname hazırladı.

hazırla
{f} prepared

He prepared his speech very carefully. - Konuşmasını çok dikkatlice hazırladı.

Tom was well prepared for the exam. - Tom sınav için iyi hazırlandı.