Tom has to get ready for work.
- Tom iş için hazırlanmak zorunda.
Tom wondered how many hours it took Mary to get ready for the party.
- Tom parti için hazırlanmasının Mary'nin kaç saatini aldığını merak etti.
It would be to your advantage to prepare questions in advance.
- Soruları önceden hazırlamak senin yararına olur.
You should prepare for the worst.
- En kötüsü için hazırlanmalısın.
She is busy preparing for the trip.
- O yolculuk için hazırlanmakla meşgul.
He is busy preparing for the examination.
- O, sınava hazırlanmakla meşgul.
He has drawn up a will.
- O, bir vasiyetname hazırladı.
He prepared his speech very carefully.
- Konuşmasını çok dikkatlice hazırladı.
Tom was well prepared for the exam.
- Tom sınav için iyi hazırlandı.