Tom needs to be better prepared next time.
- Tom'un gelecek sefer daha iyi hazırlanmış olması gerekiyor.
Tom looked like he was prepared.
- Tom hazırlanmış gibi görünüyor.
I have to prepare for the test in English.
- İngilizce test için hazırlanmak zorundayım.
It would be to your advantage to prepare questions in advance.
- Soruları önceden hazırlamak senin yararına olur.
She is busy preparing for an examination.
- O, sınava hazırlanmakla meşgul.
Magdalena and Lech are preparing for their Polish exams.
- Magdalena ve Lech, Lehçe sınavlarına hazırlanıyorlar.
He has drawn up a will.
- O, bir vasiyetname hazırladı.
Tom prepared dinner by himself.
- Tom akşam yemeğini kendisi hazırladı.
He prepared his speech very carefully.
- Konuşmasını çok dikkatlice hazırladı.