English - Turkish
Definition of hence: a very small quantity or degree; a particle; an atom; a jot in English Turkish dictionary
- ace
- {i} karşılanamayan atış (tenis)
- ace
- birli iskambil oyununda
- ace
- yedekHe was within an ace of falling
- ace
- {i} bey
- ace
- as
- ace
- (pilot/sürücü/vb.) usta
- ace
- yıldız
- ace
- zerre
- ace
- Sınavda yüksek not almak
She aced the exams easily.
- ace
- {i} k.dili. uzman, eksper. s., k.dili. işinin ehli, as. f
- ace
- Az daha düşecekti Düşmesine ramak kaldı
- ace
- {i} beş düşman uçağı düşüren pilot
- ace
- {i} yek
- ace
- ace in the hole argo en son koz
- ace
- en iyi
- ace
- spor as oyuncu
- ace
- {i} birli
Related Terms
English - English
Definition of hence: a very small quantity or degree; a particle; an atom; a jot in English English dictionary
- ace
hence: a very small quantity or degree; a particle; an atom; a jot
Hyphenation
hence: a ve·ry small quan·ti·ty or degree; a particle; an atom; a jotPronunciation
Resimler
History
Favorites