I prefer to stay indoors.
- Ben içeride kalmayı tercih ederim.
We are eating breakfast indoors.
- Biz içeride kahvaltı ediyoruz.
Tom should be here within fifteen minutes.
- Tom on beş dakika içerisinde burada olmalı.
Within days, Japan captured the American island of Guam.
- Birkaç gün içerisinde, Japonya, Amerikan Guam adasını ele geçirdi.
Keep the kids indoors.
- Çocukları içeride tutun.
We spent all day indoors.
- Biz bütün günü içeride geçirdik.
Did you want to come in?
- İçeri girmek istedin mi?
Don't you want to come inside?
- İçeri girmek istemez misin?
Where can you buy a ticket to get in?
- İçeri girmek için nereden bir bilet alabilirsin?
How much do we have to pay to get in?
- İçeri girmek için ne kadar para ödemek zorundayız?
You have to go inside.
- İçeri girmek zorundasın.
Do you want to go in?
- İçeri girmek ister misin?