The collaboration between Tom and Mary is not going very smoothly.
- Tom ve Mary arasındaki işbirliği çok düzenli gitmiyor.
He considered a collaboration.
- O bir işbirliği düşündü.
I appreciate your cooperation.
- İşbirliğine minnettarım.
Had it not been for your cooperation, I could not have finished the work in time.
- İşbirliğin olmasaydı, işi zamanında bitiremezdim.
Tom has been very cooperative with the police.
- Tom polisle çok işbirliği yapıyor.
Fadil seemed to be very cooperative with police.
- Fadıl polisle çok işbirliği içinde gibi görünüyordu.
They're all in cahoots.
- Onların hepsi işbirliği içinde.
Afghanistan, Bangladesh, Bhutan, India, Maldives, Nepal, Pakistan and Sri Lanka are the eight members of the South Asian Association for Regional Cooperation.
- Afganistan, Bangladeş, Butan, Hindistan, Maldivler, Nepal, Pakistan ve Sri Lanka Bölgesel İşbirliği için Güney Asya Birliğinin sekiz üyesidir.
Tom is willing to cooperate.
- Tom işbirliği yapmak için istekli.
People achieve more when they cooperate.
- İnsanlar işbirliği yaptığında daha fazlasını elde ederler.
Tom is willing to cooperate.
- Tom işbirliği yapmak için istekli.
What made Tom decide to cooperate?
- Tom'a işbirliği yapmak için ne karar verdirdi.
Why don't we collaborate more?
- Neden daha fazla işbirliği yapmıyoruz?
We should collaborate on the project.
- Proje üzerinde işbirliği yapmalıyız.
She doesn't like to associate with Bill.
- O Bill ile işbirliği yapmak istemiyor.
This service is available to registered faculty members. Interlibrary Loan processes requests from faculty to obtain loans or photocopies of material not owned.
She doesn't like to associate with Bill.
- O Bill ile işbirliği yapmak istemiyor.