işte!

listen to the pronunciation of işte!
Turkish - English
here

Hello, I have a reservation, my name is Kaori Yoshikawa. Here is the confirmation card. - Merhaba, benim bir rezervasyonum var, adım Kaori Yoshikawa. İşte onay kartı.

Here's my email address. - İşte e-posta adresim.

behold
{ü} there

There's a degree of stress in every job. - Her işte bir ölçüde stres vardır.

There is a silver lining to every dark cloud! - Her işte bir hayır vardır!

Here!, Here it is!, Here you are!, There you are!; See!, Look!; you see
you see
work

When do you usually get off work? - Genellikle işten ne zaman ayrılırsın?

General Motors laid off 76,000 workers. - General Motors 76,000 işçisini işten çıkardı.

already

Shouldn't you be at work already? - Zaten işte olman gerekmiyor mu?

His mother was already home from work and had supper prepared. - Annesi işten eve zaten dönmüştü ve hazırlanmış akşam yemeğini yedi.

see

It seems that she is not pleased with the job. - İşten memnun değil gibi görünüyor.

I'll see you after work. - İşten sonra görüşürüz.

here you are
aha
at work

I didn't get much sleep last night so I was nodding off all day at work. - Dün gece fazla uyuyamadım bu yüzden bütün gün işte uyukluyordum.

He is at work now, but will come back at seven. - O şimdi işte fakat yedide dönecek.

lo
as you see
Here!/Here it is!
See!/Look!/Behold!
here is

Here is the final agenda for the meeting on June 16th. - 16 Haziran'daki toplantı için işte son gündem.

Here is a letter for you. - İşte senin için bir mektup.

İşte!
Here you are
Turkish - Turkish
Anlatılan şeye dikkat çekmek için kullanılır
Anlatılan bir sözün sonucuna gelindiğini gösterir
Gösterilirken veya bir şeye işaret edilirken söylenir
Anlatılan bir sözün sonucuna gelindiğini gösterir: "İşte bütün manzara budur!"- R. E. Ünaydın
Anlatılan şeye dikkat çekmek için kullanılır: "Ekmek, peynir, yumurta, marul, limon, ne bulursan al işte."- N. Cumalı
İşte
ıhı