They consider him their best employee.
- Onu en iyi işçileri olarak düşünüyorlar.
Tom accused the employee of stealing.
- Tom işçiyi çalmakla suçladı.
General Motors laid off 76,000 workers.
- General Motors 76,000 işçisini işten çıkardı.
Just then, the workers in the park brought over some small playing cards.
- Tam o sırada parktaki işçiler bazı küçük oyun kartları getirdiler.
I found him to be a good workman.
- Onu iyi bir işçi olarak buldum.
The workman died from the explosion.
- İşçi patlamadan dolayı öldü.
Many workers were trapped in the coal mine.
- Birçok işçi kömür madeninde mahsur kaldı.
It's important to unite as many workers as possible.
- Mümkün olduğunca çok sayıda işçiyi bir araya getirmek önemlidir.
The laborers formed a human barricade.
- İşçiler bir insan barikatı kurdu.
We saw laborers blasting rocks.
- Kayaları patlatan işçiler gördük.
He's a labourer on a riverboat.
- O bir nehir botunda bir işçidir.
Tom is a real handyman.
- Tom gerçek bir becerikli işçi.
He has skill in handwork.
- Onun el işçiliği becerisi vardır.
I got dressed early, but the workmen have not yet arrived.
- Ben erken giyindim ama işçiler henüz gelmedi.
The workmen didn't go down into the mine that night.
- İşçiler o gece madene inmedi.