Fadil's meds were very strong.
- Fadıl'ın ilaçları çok güçlüydü.
Fadil stopped his meds and the voices were back.
- Fadıl ilaçlarını kesti ve sesler geri döndü.
Drugs are a cancer of modern society.
- İlaçlar modern toplumun bir kanseridir.
The elderly man takes strong drugs for his heart.
- Yaşlı adam kalbi için güçlü ilaçlar alıyor.
I can give you medication for the pain.
- Ağrı için sana ilaç verebilirim.
I bought these medications for my father.
- Bu ilaçları babam için aldım.
My older brother is planning to work at a drug factory.
- Ağabeyim, bir ilaç fabrikasında çalışmayı planlıyor.
Doctors suggest drugs to fight diseases.
- Hastalıklarla mücadele etmek için doktorlar ilaçlar öneriyor.
She sells medicine in the pharmacy.
- O, eczanede ilaç satıyor.
I need medicine. Where is the pharmacy?
- Bana ilaç gerekiyor. Eczane nerede?
Have you taken your pills?
- İlaçlarınızı aldınız mı?
Tom poured out a couple of pills from the medicine bottle and popped them into his mouth.
- Tom birkaç ilacı ilaç şişesinden döktü ve onları ağzına attı.
This medicine will cure your cold.
- Bu ilaç soğuk algınlığını tedavi edecek.
I cured my cold with this medicine.
- Nezlemi bu ilaçla tedavi ettim.
Is there a home remedy for headache?
- Başağrısı için evde bir ilaç var mı?
What is the best remedy for colds?
- Soğuk algınlıkları için en iyi ilaç nedir?
More and more physicians have begun to use the new medicines.
- Gittikçe daha fazla doktor yeni ilaçlar kullanmaya başladı.
The physician prescribed his patient some medicine.
- Doktor hastasına biraz ilaç yazdı.