Sami çılgınca bir el feneri sallıyordu.
- Sami was frantically waving a flashlight.
Tom telefonunda çılgınca mesaj atıyor.
- Tom is texting frantically on his phone.
Bir bakıma uzun boyunlu ve dişsiz çok büyük çenesi olan dev dinozorlar gibi şu görüntüler ortaya çıktı.
- Those shadows appeared in a way like giant dinosaurs, with a long neck and a very big jaw without teeth.
Paris bir bakıma dünyanın merkezidir.
- Paris is the center of the world, in a way.