Bu küresel şirket genel olarak kabul görmüş muhasebe ilkelerini izliyor.
- This global company follows generally accepted accounting principles.
Sigara içmenin zararlı olduğu iddiası kabul edildi.
- The argument that smoking is injurious has become accepted.
O sorun kabul edildi.
- That problem was accepted.
Hiç kimse adaylığı kazanmak için yeterli oy almadı.
- No man received enough votes to win the nomination.
O kadar fakir doğdu ki hiç okul eğitimi almadı.
- He was born so poor that he received hardly any school education.
Ailenin ordudan alınan açıklama ile ilgili ciddi şüpheleri vardı.
- The family had grave doubts regarding the explanation it received from the army.
Aile üyelerinin ordudan alınan açıklama ile ilgili ciddi şüpheleri vardı.
- The members of the family had grave doubts regarding the explanation they received from the army.
Ben, makaleyi bir seyahat dergisi tarafından kabul ettirdim.
- I had the article accepted by a travel magazine.
Kısacası, sorumluluğu kabul etmeliydin.
- In brief, you should have accepted the responsibility.
Sonunda bu son üç hafta boyunca almış olduğum postaları yanıtlamak için zamanım var.
- I finally have time to reply to the mail that I have received these past three weeks.
Üç gün önce bir mektup almıştım.
- I had received the letter three days before.