Değerli öğeleri araçta bırakmayın.
- Do not leave valuable items in the vehicle.
Bu listedeki öğelerden birini seçin.
- Pick one of the items on this list.
Güçlü rüzgarlar güvensiz öğeleri uçurabilir.
- Strong winds can blow away unsecured items.
Öğeleri büyükten küçüğe doğru sıralayın.
- Sort the items from large to small.
Güçlü rüzgarlar güvensiz öğeleri uçurabilir.
- Strong winds can blow away unsecured items.
Değerli öğeleri araçta bırakmayın.
- Do not leave valuable items in the vehicle.
Bu parçaları elde etmesi oldukça zordur.
- These items are rather hard to obtain.
Kırılabilir bu parçalar bütün risklere karşı sigortalanmalıdır.
- These fragile items must be insured against all risks.
Lütfen listedeki tüm kalemleri kontrol et.
- Please check all the items on this list.
Görüşmek için bir maddemiz daha var.
- We have one more item to discuss.
Tom listeden birkaç maddeyi savsakladı.
- Tom omitted a couple of items from the list.
Kırılabilir bu parçalar bütün risklere karşı sigortalanmalıdır.
- These fragile items must be insured against all risks.
Bu parçaları elde etmesi oldukça zordur.
- These items are rather hard to obtain.
Ajandadaki sonraki ögeye başlayalım.
- Let's move on to the next item on the agenda.
Canım bu anketi doldurmak istemiyor. Çok öge var.
- I don't feel like filling out this questionnaire. There are too many items.
Güçlü rüzgarlar güvensiz öğeleri uçurabilir.
- Strong winds can blow away unsecured items.
Yukarıda bahsedilen posta öğesi usulüne uygun şekilde teslim edilmiştir.
- The above-mentioned mail item has been duly delivered.
Tweezers are great for manipulating small items.
Jack and Jill are an item.
... some items in the rest ...
... We flip the card over and we then show you related items ...