Definition of kök in Turkish English dictionary
- root
Such languages as Russian, Polish, Czech and Bulgarian have common Slavic roots.
- Rusya, Polonya, Çek ve Bulgaristan'ın ortak Slav kökleri var.
What's the square root of 100?
- 100'ün kare kökü kaç?
- base
- stem
- root; origin; base, basis; radical; root
- radix
- stem; ground form
- rhizo
- tuning peg (of a saz)
- radical
It was a radical change.
- O bir köklü değişiklikti.
This discovery has the potential to radically change the field.
- Bu keşif alanı kökünden değiştirmek için potansiyele sahiptir.
- origin
Whatever the origin is, Valentine's Day has had a long and romantic history.
- Kökeni ne olursa olsun, Sevgililer Günü'nün uzun ve romantik bir öyküsü vardır.
When you watch television or listen to the radio, the music which you hear is often African in origin.
- Televizyon izlediğinde ya da radyo dinlediğinde, dinlediğiniz müzik genellikle Afrika kökenlidir.
- grass roots
- etymon
- radical word
- theme
- tiller
- race
Employers cannot refuse to hire workers because of their race, religion, ethnic origin, skin colour, sex, age, marital status, disability or sexual orientation.
- İşverenler ırkları, dinleri, etnik kökenleri, deri renkleri, cinsiyetleri, yaşları, medeni durumları, engellilikleri ya da cinsel yönelimleri nedeniyle işçileri işe almayı reddemezler.
- (Biyokimya) residue
- tuber
- basis
- offshoot
- rootstock
The orchardist grafted an apple bud onto the rootstock.
- Meyve bahçesi uzmanı bir elma tomurcuğunu kök gövde üzerine aşıladı.
- {i} Fang
- ground form
- kök salmak
- root
- kök filizi
- tiller
- kök salmak
- take root
- kök sürgünü
- stool
- kök hücre
- (Tıp, İlaç) stem cell
- kök kaplama
- root coating
- kök nar
- root Pomegranate
- kök çarpanı
- Root multiplier
- kök alma
- evolution
- kök boya
- madder
- kök gövde
- root stock
- kök halinde olan
- radical
- kök halindeki sözcük
- radical word
- kök ile beslenen
- rhizophagous
- kök işareti
- radical sign
- kök işareti
- radical
- kök kalıntısı
- stump
He stumbled on the stump.
- O, kök kalıntısı üzerinde tökezledi.
- kök kırmızısı
- alizarin
- kök salmak
- plant
- kök salmak
- strike
- kök salmak
- to take root, to strike root, to root
- kök sökme aleti
- rooter
- kök söktürmek
- to give (sb) a hard time
- kök sözcük
- primitive
- kök sözcük
- radix
- kök tedavisi
- root treatment
- kök tutmak
- to root
- kök tümörü
- bacterial crown gall
- kök çürüklüğü
- root rot
- kök ürünleri
- root crops
- ilkel kök
- (Matematik) primitive root
- kökler
- roots
If you have no food, you got to eat roots and insects in order to survive.
- Yiyeceğiniz yoksa, hayatta kalmak için kökleri ve böcekleri yemek zorundasınızdır.
Such languages as Russian, Polish, Czech and Bulgarian have common Slavic roots.
- Rusya, Polonya, Çek ve Bulgaristan'ın ortak Slav kökleri var.
- serbest kök
- (Gıda,İnşaat) free radical
- sarı kök
- yellow root
- derin kök
- deep root
- ek kök
- adventitious root
- esmer kök
- figwort
- havada yetişen kök
- aerial root
- havai kök
- aerial root
- ihtiyaç yönetim sistemi; ortalama kare kök
- (Askeri) requirements management system; root-mean-square
- ikili kök gram
- root used for forming both nouns and verbs
- ince kök
- rootlet
- kalan kök
- (ağaç vb.) stub
- karakteristik kök
- characteristic root
- kare kök
- square root
- kare kök alma
- extraction
- kazık kök
- tap root
- kazık kök
- taproot
- kazık kök bot
- taproot
- kesir ve kök şablonları
- (Bilgisayar) fraction and radical templates
- kompleks kök
- (Matematik,Teknik) complex root
- küp kök
- cube root
The cube root of twenty-seven is three.
- Yirmi yedinin küp kökü üçtür.
- kırmızı kök boyası
- turkey red
- lifli kök
- (Botanik, Bitkibilim) fibrous root
- lifli kök
- (Botanik, Bitkibilim) adventitious root
- primer kök
- (Botanik, Bitkibilim,Teknik) primary root
- sonsuz kök
- (Matematik) infinite root
- tek değerli kök
- phenyl
- telsiz alt sistemi; uzak sensör alt sistemi; ortalama toplam kök
- (Askeri) radio subsystem; remote sensors subsystem; root-sum-squared
- yalın kök
- bare root
- yumru kök
- tuber
- yumru kök
- (Botanik, Bitkibilim) tuberous rot
- yumru kök bot
- tuber; tubercle