küçümse

listen to the pronunciation of küçümse
Turkish - English
{f} scorned
despise

The learned are apt to despise the ignorant. - Bilgili insanlar cahil insanları küçümseme eğilimindedir.

Even his servants despised him. - Onun uşakları bile onu küçümsedi.

{f} scorn

True artists scorn nothing; they force themselves to understand instead of judging. - Gerçek sanatçılar hiçbir şeyi küçümsemez; onlar kendilerini yargılamak yerine anlamak için zorlarlar.

Why are you giving me such a scornful look? - Neden bana böyle küçümseyen bir görünüm veriyorsun?

pooh pooh
{f} condescending
belittle

He takes every opportunity to belittle you. - O sizi küçümsemek için her fırsatı kullanır.

Do not belittle his suggestions. - Onun önerilerini küçümseme.

despised

Even his servants despised him. - Onun uşakları bile onu küçümsedi.

Tom also despised Mary. - Tom da Mary'yi küçümsedi.