Turkish - English
Definition of kışın in Turkish English dictionary
- in winter
They always go skiing in winter.
-Kışın onlar her zaman kayak yapmaya giderler.
I used to go skiing in winter.
-Ben kışın kayak yapmaya giderdim.
- in the winter, during the winter
- in (the) winter
- kış
- winter
Unfortunately, the food supplies gave out before the end of winter.
-Ne yazık ki, gıda malzemeleri, kış sonundan önce bitti.
Is the central heating warm enough in the winter?
-Merkezi ısıtma kışın yeterince ısıtıyor mu?
- kışın ortasında
- in the dead of winter
- kışın yapraklarını döken
- (Tabiat Doğa) de: laubabwerfend deciduous
- kış
- shoo!
- kış
- wintertime
- kış
- wintry
- kış
- (Tabiat Doğa) de: Winter- winter
- kış
- wintered
Related Terms
Turkish - Turkish
Definition of kışın in Turkish Turkish dictionary
- Kış mevsiminde, kış süresince: "Cuma ve pazartesi geceleri, kışın Aksaray'daki evimizde boza partisi verilirdi."- H. R. Gürpınar
- Kış mevsiminde, kış süresince
- kış günü
- Kış
- dey
- Kış
- şita
- Kış
- şit
- kış
- Tavuk gibi kümes hayvanlarını kovalamak için çıkarılan ses
- kış
- Çok soğuk hava
- kış
- Yerler iki karış kar tutmuştu."- T. Buğra. Çok soğuk hava
- kış
- Aralık ayının yirmi ikisinde başlayıp martın yirmi birine kadar süren, yılın en soğuk mevsimi
- kış
- Kuzey yarım kürede aralık ayının yirmi ikisinde başlayıp martın yirmi birine kadar süren, yılın en soğuk mevsimi: "Kıştı
Related Terms
kışın
Hyphenation
kı·şınPronunciation
Resimler
History
Favorites