On the table, there was a plate with three fried eggs on it.
- Masada üzerinde üç kızarmış yumurta bulunan bir tabak vardı.
Fried food does not agree with me.
- Kızartılmış yiyecek bana yaramıyor.
It was so hot in Australia yesterday that Tom managed to fry an egg on a shovel.
- Dün Avustralya'da hava o kadar sıcaktı ki Tom küreğin üstünde bir yumurta kızartmayı başardı.
Tom is frying an egg.
- Tom bir yumurta kızartıyor.
Betty is a pretty girl, isn't she?
- Betty güzel bir kızdır, değil mi?
Dorenda really is a nice girl. She shares her cookies with me.
- Dorenda gerçekten iyi bir kızdır, o kurabiyelerini benimle paylaşıyor.
He looks like the yellow angry bird.
- O sarı kızgın kuş gibi görünüyor.
Why is this bird called a robin redbreast?
- Bu kuşa neden kızılgerdan diyorlar?
I'm Helen Cartwright's daughter.
- Ben, Helen Cartwright'ın kızıyım.
A good daughter will make a good wife.
- İyi bir kız çocuğu, iyi bir eş yapacaktır.
That girl whose hair is long is Judy.
- Saçı uzun olan kız Judy.
That girl who has long hair is Judy.
- Uzun saçlı o kız Judy'dir.
These girls use white skirts.
- Bu kızlar beyaz gömlek kullanıyor.
Girls are wearing short skirts these days.
- Kızlar bugünlerde kısa etek giyiyor.
I've got a queen of hearts.
- Benim bir kupa kızım var.
Once upon a time there lived a king and queen who had three very beautiful daughters.
- Bizr zamanlar, üç çok güzel kızı olan bir kral ve kraliçe yaşardı.
I resent the way he treated me.
- Onun bana davranma şekline kızıyorum.
Tom resented the fact that Mary got the promotion instead of him.
- Tom onun yerine Mary'nin terfi alması gerçeğine kızdı.
In the Torah Lot offers his virgin daughter's to be gang raped.
- Tevrat'ta Lut, bakire kızını toplu tecavüze uğraması için sunuyor.
I want to marry a virgin girl.
- Bakire bir kızla evlenmek istiyorum.
I sometimes wonder if I am a girl.
- Bazen bir kız mıyım diye merak ediyorum.
Betty is a pretty girl, isn't she?
- Betty güzel bir kızdır, değil mi?
I saw a video of a man who can fry chicken without using tongs.
- Maşa kullanmadan tavuk kızartabilen bir adamın videosunu izledim.
Tom loves fried chicken.
- Tom, kızarmış tavuk seviyor.
That female student is American.
- O kız öğrenci Amerikalıdır.
Tom has a lot female friends.
- Tom'un çok sayıda kız arkadaşı var.
I miss my little sister.
- Küçük kız kardeşimi özlüyorum.
In November of 1996, Mars Global Surveyor began a 10 month mission to the Red Planet.
- Mars Global Surveyor Kasım 1996'da kızıl gezegene olan 10 aylık bir göreve başladı.
The beautiful maiden sat on the top of the rock and combed her golden hair in the sunshine.
- Güzel genç kız kayanın tepesine oturdu ve güneşte altın rengi saçlarını taradı.
The maid gave up her job.
- Hizmetçi kız, işinden ayrıldı.
What's your wife's maiden name?
- Karınızın kızlık soyadı nedir?
The beautiful maiden sat on the top of the rock and combed her golden hair in the sunshine.
- Güzel genç kız kayanın tepesine oturdu ve güneşte altın rengi saçlarını taradı.
Tom bought a bucket of extra-spicy fried chicken and a container of coleslaw.
- Tom bir ekstra-baharat kovası, kızarmış piliç ve bir konteyner lahana salatası ısmarladı.
I like roast chicken.
- Fırında kızartılmış tavuğu severim.
Mary wore bunny slippers.
- Mary kız terlikleri giydi.
Tom gave his daughter a stuffed bunny.
- Tom kızına bir doldurulmuş tavşan verdi.
Jill is the only girl in our club.
- Jill Kulübümüzde tek kız.