Words fly away, the written remains.
- Söz uçar, yazı kalır.
Words fly, texts remain.
- Söz uçar, yazı kalır.
I can't stay here forever.
- Sonsuza dek burada kalamam.
He stayed in New York for three weeks.
- O, üç hafta New York'ta kaldı.
I'm now staying at my uncle's.
- Şu an amcamın evinde kalıyorum.
My uncle is staying in Hong Kong at present.
- Amcam şu anda Hong Kong'da kalmaktadır.
The door remaining locked up from inside, he could not enter the house.
- Kapı içeriden kilitli kaldığı için, o, eve giremedi.
Let's quickly finish the remaining work and go out for some drinks.
- Kalan işi çabucak bitirelim ve dışarı biraz içmeye gidelim.
The hotel remains closed during the winter.
- Otel kış boyunca kapalı kalır.
He remains calm in the face of danger.
- O, tehlike karşısında sakin kalır.
Çocukların isteklerini kal'e almadılar.
Tom said goodbye to Mary.
- Tom Mary'ye hoşça kal dedi.
I had neither the time to go shopping, nor to say goodbye to my mother.
- Ne alışveriş etmek ne de anneme hoşça kal demek için zamanım vardı.