kaybet

listen to the pronunciation of kaybet
Turkish - English
lose

I was beginning to lose my cool. - Soğuk kanlılığımı kaybetmeye başlıyordum.

Why did the lawyer lose in the argument? - Avukat savunmada niçin kaybetti?

mislay
{f} losing

I can't talk with my father without losing my temper. - Kendimi kaybetmeden babamla konuşamam.

Losing his balance from a sudden gust of wind, the tightrope walker fell to his death. - Ani bir fırtınadan dengesini kaybettiği için, ip cambazı ölümüne düştü.

{f} lost

I've lost all my money. - Bütün paramı kaybettim.

They lost no time in leaving their home. - Evlerinden ayrılırlarken zaman kaybetmediler.

forfeit
mislaid

I've mislaid my watch. - Kol saatimi kaybettim.