Some read books just to pass time.
- Bazıları yalnızca zaman geçsin diye kitap okurlar.
Is she reading a book? Yes, she is.
- O bir kitap okuyor mu? Evet, o okuyor.
The original was written as a school textbook.
- Orijinali bir ders kitabı olarak yazılmıştır.
This textbook is designed for beginners.
- Bu ders kitabı yeni başlayanlar için dizayn edilmiştir.
Books are the paper memory of mankind.
- Kitaplar insanlığın kağıt hafızasıdır.
Tom has written a very good paper on the production of rubber.
- Tom lastik üretimi üzerine çok iyi bir kitap yazdı.
For the time being I want to work at that bookstore.
- Ben şimdilik o kitapçıda çalışmak istiyorum.
Were I free from work, I could read these books.
- İşim olmasa, bu kitapları okuyabilirim.
This book comes in two volumes.
- Bu kitap iki cilt halinde geliyor.
The art of recognizing matsutake mushrooms became my passion, culminating in my writing a book on it.
- Matsutake mantarlarını tanıma sanatı benim tutkum oldu, bu tutku ona dair bir kitap yazmamla sonuçlandı. .
She's also writing a book.
- O da bir kitap yazıyor.
I paid five dollars for the book.
- Kitap için beş dolar ödedim.
Tomorrow, I'll take the books to the library.
- Yarın kitapları kütüphaneye götüreceğim.
The manual is in Spanish only.
- El kitabı sadece İspanyolca.
This manual is only available electronically. There is no printed version.
- Bu el kitabı yalnızca elektronik olarak mevcuttur. Basılı bir versiyonu yoktur.